KASIMARALIK2025 Yayın Kurulu
2025'i bitiriyoruz
Türkiye derinleşen sorunlar yumağı içinde debelenirken, yoksul kesimler yaşam mücadelesi giderek dayanılmaz bir hal aldı. Yalnız onlar mı, sanayici ve iş insanları da isyanlarda... Çünkü işlerini yürütemiyorlar... Ülkenin her yanı yangın yeri ve biz siz değerli okurlarımızı "Güzel İzmir"in gündemi ile biraz ferahlatmak, güzellikler ve iyiliklere odaklanan yeni bir sayı ile buluşturmak için çabalıyoruz. Bakalım yılın son sayısında neler var? Yeni okurlarımız için tekrarlanan "Kökler" dizimize İsmail Özkunt Ailesi ile devam ediyoruz. Haziran 2007 sayımızda yayınlanan bu bölümü Deniz Çaba hazırlamıştı. Kadim öğretilerden modern bilince, mimarlıktan insan potansiyeline uzanan benzersiz bir yolculuğun adı: Nevşah. Kendi hayatının mimarisini çok erken yaşta inşa etmeye başlamış, zihnin iç alanlarında ustalaşmış ve ardından aynı ustalığı binlerce kadının yaşamına da taşımayı seçmiş bir bilgelik taşıyıcısıNevşah Fidan Karamehmet ile söyleşiyi Gözde Yener Birman yaptı. Çevre açısından 2025 yılı, iç açıcı haberlerle kapanmıyor. Türkiye’nin iki önemli deniz havzası İzmir Körfezi ve Marmara Denizi artık kendi ekolojik sınırlarını zorluyor. Körfez’de geçen yıl kirlilik nedeniyle ortaya çıkan kötü koku, bu yıl yeniden kenti sardı. Yağışların ardından denizin renginin kahverengiye dönmesi, oksijenin azaldığını ve ekosistemin alarm verdiğini gösteriyor. Nedim Atilla "Sürdürülebilir Gelecek" yazılarına devam ediyor. İzmir Özel Saint Joseph Lisesi, kentin, tarihi hayli gerilere giden eğitim kurumlarımızdan birisi. Okulun geçmişi 1880 yılına değin dayanıyor. İzmir Özel Saint Joseph Lisesi, kentin olduğu kadar Türkiye’nin, 1880 yılından bu yana köklü sanat, siyaset ve iş dünyasında başarılara imza atmış pek çok adı mezun etmiş bir eğitim kurumu. Ludovic Roussel, Okulun yeni müdürü olarak 2025/2026 öğrenim yılında göreve başladı. Kendisiyle, lisenin dünü, bugünü ve yarını üzerine keyifli bir söyleşiyi Lütfü Dağtaş yaptı. Türkiye’nin en köklü bağcılık merkezlerinden biri olan ve dünya çapında bilinen kültürel bir rota haline gelen Urla Bağ Yolu’nu, Urla Bağ Yolu Derneği Başkanı Reha Öğünlü ile konuştuk. Bir önceki sayımızda, Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden Prof. Dr. Özge Samancı ile gastronomi tarihi konuşmaya başlamıştık. Hatırlarsanız derya derin bir konu olduğu için 2 bölüm olarak yayınlayalım demiştik. Bu sayıda, gastronomi tarihine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Genç yaşta dilini öğrenmek için cesaretle başka bir ülkeye yola çıkıyor. Kısıtlı imkânlarla gittiği İngiltere’de azim, emek ve cesaretle zorlu koşulları aşarak bugün hâlâ varlığını sürdüren Fransız restoranlarını kuruyor. Ardından, tıpkı Campbell’in tanımladığı gibi, edindiği deneyim ve bilgileriyle kendi ülkesine dönüyor. Şimdi bu döngü yeniden başlıyor. Gizem Armağan, İngiltere’den getirdiği birikim ve tecrübelerle çıktığı yeni bir yolculuğuna dair söyleşiyi Gülhan Berkman Yakar yaptı. Bu sayıda sizi Kemeraltı girişinde bulunan Şükran Oteli özenli bir restorasyonla Filibeli Han olarak kapılarını açtı. Ziyaret etmekte fayda var. Heykeltıraş Muhittin Karakuş, demir sactan sıcak dövme tekniğiyle üç ay süren, zorlu ama keyifli bir çalışmanın sonunda, 1000 derece ateşin ve çekiç darbelerinin eşliğinde “Zeytin Kadın” heykelini tamamladı. Işık Teoman yazdı. Kintsugi. Kırık çömlekleri urushi cila ile onarma ve kırık çatlaklarını altın veya gümüş tozu ile doldurarak icra ettikleri Japon sanatı. Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Moda Tasarım Bölümü mezunu Tasarımcı İzmirli Pınar Ergun, İstanbul’dan taşındığı Londra’da kendi atölyesini açtı. Pınar Ergun ile tasarımcılığını, Türkiye’nin tasarımdaki yerini konuştuk. Hem yetişkinler için kaleme aldığı derinlikli şiirleriyle hem de çocuklar için yazdığı canlı, hayal gücü yüksek hikâyeleriyle çağdaş Türk edebiyatının dikkat çeken isimlerinden biri olan Özlem Tezcan Dertsiz'i Hasan Karaca'nın Yakın'dan köşesinde ağırlıyoruz. İzmir'in iki aylık etkinlik gündemi ve kentte olup bitenlerin haberleri ile birlikte kitap seçkimize göz atmayı unutmayın. Gelecek yıl ülkenin üzerindeki kara bulutların dağılmasını umarak yeni yılın herkes için yeni umutlarla dolu olmasını dileyelim...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.