MARTNISAN2025
OSMANCALI KÖYÜNDE FOSİL AĞAÇLAR
ORADA BİR KÖY VAR, HEM DE YAKINDA! Fotoğraf tutkum sayesinde, fırsat buldukça gezgin fotoğrafçı kimliğine bürünmeyi hep sevmişimdir. Deklanşör sesinin büyüsünün peşi sıra araştırmalarımı sürdürmekten hep keyif almışımdır. Öğrencilik yıllarımdan itibaren başlayan yoğun fotoğraf tutkum, özellikle de doğada makro fotoğrafçılığı keşfetmemle birlikte iyice arttı. Genelde sık sık dağlarda bulurum kendimi. Kentin karmaşası ve gürültüsünden kaçabilmek, doğayla baş başa kalabilmek biz kent insanlarının özlemidir. Ama nedense yarım saat içinde doğanın kollarında olmak yerine kendimizi bir alışveriş merkezinde buluveririz sıklıkla. Her mevsim ayrı güzellikleri içinde barındıran dağlar, aynı zamanda görsel açıdan sürprizlerle doludur. İşte bu eşsiz yerlerden biri de 1210 metre yükseklikteki, volkanik kökenli taşlardan oluşan Yunt Dağı'dır. Yunt Dağı, Ege Bölgesi'nin kuzey kısmında yer alan ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir dağ... Kanyon, dere ve doğal göletler ile zengin ekosisteme ve biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Yunt Dağının antik hazinesi ise Aigai Antik Kentidir. Başlı başına ayrı bir yazı konusudur. Bugün esas konumuz bu denli yakınımızda, adeta burnumuzun ucunda yer alan başka bir değerli bölgemiz, Osmancalı Köyü. 16 ila 21 milyon yıl önce Yunt Dağındaki volkanik patlamalar sonucu oluşan lavların ve küllerin üstünü örttüğü, bu sayede taşlaşarak fosil haline gelmiş ağaçların bulunduğu alan olan, Manisa’nın Yunus Emre Beldesi’ne bağlı Osmancalı Köyü’ndeki Fosil Ormanı.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.