EYLULEKIM2024
LA BAĞ BOZUMU
Bağ bozumu Torbalı’da 1.168 dönümlük bir arazide, Türkiye’nin en büyük tek parsel organik bağı Lucien Arkas Bağları’nda, yüzyıllardır süren bir geleneğin parçası olmak unutulmaz bir deneyimdi. Hasat için bağlara indik ve asmaların arasına sinen üzüm kokusu eşliğinde Antik Metropolis topraklarında, dalından üzüm toplamanın mutluluğunu yaşadık. Sonrasında mahzen turu, tadım ve bağ manzarasında yemek… Çok kısa bir süre önce Monreve Group çatısı altına giren Lucien Arkas Bağları’nda, yönetim kurulu başkanı Merve Arkas ve ekibinin dokunuşu hissediliyor. Biraz bağ bozumuna göz atalım. Geçmişi tarih öncesi zamanlara kadar uzanan bağ bozumu, kökenini Yunan mitolojisinden alıyor. Yunan mitolojisinde yer alan 12 Olimpos tanrısından biri olan Dionysos, Zeus ve Semele’nin oğlu… Rivayete göre Titanlar tarafından kaçırılıp küçük parçalara bölünen Dionysos’u, büyükannesi Rhea parçaları birleştirerek kurtarır. Bu sebeple iki kere doğduğuna inanılır ve ismi de “iki kere doğan” anlamına gelen Dionysos olur. Sembolü asma ağacı olan Dionysos, aynı zamanda bağ bozumu tanrısı olarak da kabul edilir. Yani bağ bozumu festivallerinin temeli, Dionysos adına yapılan şenliklere dayanır. Bu özel hasat zamanları coşkulu bir şekilde kutlanır. Dionysos, bu şenliklerde elinde şarabıyla halkın eğlenmesini izlermiş. Bağ bozumu zamanlarında, tüm ülkede neşe ve huzur hakim olurmuş. Bağ bozumu yalnızca üzüm toplamak anlamına gelmiyor. Bolluğu, bereketi simgeleyen, toprağa duyulan minneti ve üzüme bir saygı duruşu ifade eden bağ bozumu etkinlikleri aynı zamanda birlik ve beraberliğe de katkı koyuyor. Umuda da… Göz alıcı bir manzara ve benzersiz bir dokuya sahip Lucien Arkas Bağları, şehrin hemen yanı başında bir nefes alanı… Şimdi de Lucien Arkas Bağları’ndan söz edelim. Uzmanlar tarafından bağların toprak ve iklimsel özellikleri incelenerek yapılan toprak ve iklim analizleri sonucunda Avrupa'dan temin edilen fidanlar, özel klimalı vasıtalar ile Lucien Arkas Bağları'na sevk edilmiş. Böylece Ege’nin toprak ve iklim koşullarına en iyi uyum sağlayacağı düşünülen ve bazıları o güne kadar Türkiye’de hiç yetiştirilmemiş olan Tempranillo, Chenin Blanc, Viognier, Marselan, Ugni Blanc (Trebbiano), Syrah, Cabernet Sauvignon, Merlot, Chardonnay ve Bornova Misketi gibi kaliteli şaraplık üzüm çeşitlerinin Lucien Arkas Bağları'nda dikilmesine karar verilmiş. Lucien Arkas Bağları'nda, “high trellis'' olarak tabir edilen bağcılık sistemi ile asmaların tellere sarılarak yukarı doğru gelişmeleri sağlanıyor. Bu sayede üzümlerin sağlıklı gelişimi için gerekli olan bol hava sirkülasyonu ve güneş ışını gereksinimi karşılanmış oluyor. Ayrıca bağlarda “düşük verim, yüksek kalite '' ilkesinden hareketle, hasat öncesinde budama ve seyreltme çalışmalarıyla, asma başına düşen salkım miktarı azaltılıyor. Böylece, üzümlerin aromatik karakterlerinin güçlenmesi sağlanıyor. Lucien Arkas Bağları’nda asmalar, üzümlerin özgün meyvemsi karakterlerini olduğu gibi korumak adına, ‘Ecocert’ tarafından tescil edilmiş hormon, sentetik kimyasal ilaçlar ve gübreler kullanmaksızın organik bağcılık yöntemleriyle yetiştiriliyor. Böylece insana ve doğaya dost bir üretim şekli olan organik bağcılık sayesinde bozulmakta olan doğal dengenin yeniden yapılanmasına da katkıda bulunuyorlar.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.