TEMMUZAGUSTOS2024
BENGİSU AİLE BİRLİĞİ
Bengisu Aile Birliği (BAB) çatısı altında büyüyen kuşaklar Bengisu Aile Birliği (BAB) çatısı altında senede iki kez bülten çıkartıyorlardı. Gölcük’te neler oluyor, aileye katılan yeni üyeler kimler, torunların başarıları... Birliğin kuralları, sözleşmesi vardı. Gölcük’teki dede evinde her yıl buluşulur, bir ağaç kütüğüne yeni doğanların isimleri çakılırdı. Bülten artık çıkmıyor ama göl kenarındaki evde büyük aile buluşmaları sürüyor. Bengisu soyadı, tarihin eskitemediği bir evde paylaşarak çoğalıyor... "Savaşın askeri, barışın hekimi, cumhuriyetin şehircisi". Dr. Mustafa Şevket Bengisu için yapılan en kısa tanımlama bu. Hepsinin içini açarsak, adanmış bir yaşam karşımıza çıkıyor. Yemen, Şam, Trablusgarp, Bingazi, Çanakkale ve Filistin cephelerinde onca olanaksızlığa rağmen sayısız can kurtarmış, Türk Devleti’nin kuruluşunda neredeyse her alanda savaş vermiş, Ödemiş aşkıyla pırıltılı teklifleri hiç düşünmeden reddetmiş, bir Ortaçağ kasabasını andıran şehrini imarı, kanalizasyon sistemi, su-elektrik şebekesi ve halkeviyle adeta baştan yaratmış. Dostları Ödemiş’i suya kavuşturan doktora "hayat suyu" anlamına gelen "Bengisu" soyadını boşuna önermemişler. Şimdi hikayeyi geri sarıyoruz... Kasapların Mustabey’di o. Ödemiş'te Mursallılı Kasap Koca Ali'nin oğluydu. Koca Ali, Bozdağlar’ın güney eteklerine yaslanmış Mursallı Köyü’nde hayvan besleyip kasaplık yaparken ailesini Ödemiş’e göçürmüştü. Küçük çoban Mustafa, beş çocuktan üçüncüsüydü. "Ailede bir kişi okusa yeter" mantığıyla ona sığır çobanlığı uygun görülmüş ama ağabeyi Süleyman Efendi, kardeşindeki zeka pırıltılarını keşfetmişti. Akşehirli arkadaşı Salih Efendi'den Mustafa’yı talebesi yapmasını rica ettiğinde, bir doktorun doğumuna yol açan mucize de başladı... Askeri lise ve tıbbiye, sonra da İstanbul Gülhane Hastanesi’nde Göz-Kulak-Burun ihtisası... Okurken Fransa'ya gönderilince, şehircilik tutkusunun ilk tohumları da atılıyor. Ülkede onu en çok etkileyen, şehirlerin düzeni ve uygar olanakları. "Neden kendi doğduğu Ödemiş de böyle olmasın?". Yüzbaşı Mustafa Şevket, İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olunca Ödemiş’e dönme hayali kuruyor ama bu, görev yerini tayin edecek kur’aya bağlı. Memleketin en ünlü hastanesini, İstanbul Gülhane’yi çekmiş, umurunda mı? O, mütehassıs olarak Ödemiş’e gitmeyi seçiyor...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.