TEMMUZAGUSTOS2024
VALİ KAZIM PAŞA
Kalkınma köyden başlayacak-tır... Başlayacak-tı... Vali Kazım Paşa’nın İzmir ve çevresindeki kalkınma modeli kalkınmanın köylerden başlaması ilkesine dayalıydı... Bu ilkeyi uygulamak için Ödemiş ile Bozdağ arasındaki köyler pilot olarak seçilmişti... Daha sonraları ve iş işten geçtikten çok sonraları, yani kentler göçe esir düştükten sonra ortaya atıldı uydu-kent projeleri, kalkınmayı köylüden başlatacak laşar. Vali Kazım Paşa’nın 1926-1933 arasında İzmir’in kasaba ve köylerinde yaptıkları 1946 sonrası örnek alınsa şehirlerimizi ‘kurtarma’ şansımız olabilirdi… Geçenlerde bir yerde okudum, ne güzel bir söz: Bir insan gerçekten ne zaman ölür, onu en son anan insan öldüğü zaman…. Diyelim ki bir bahar gününde İzmir’e en yakın bozulmamış bir coğrafyaya gitmek istiyorsunuz, tercihiniz hâlâ doğal hayatın en güzel biçimi ile korunduğu Karaburun olacaktır kuşkusuz. Ambarseki’den Sarpıncık’a kadar kendinizi “insan” hissedebileceğiniz noktalara ulaşmanız mümkündür. Mordoğan’dan çıkıp da Karaburun’a doğru iyice daralan yola girdiğinizde üzerinde “Cumhuriyetin mamur eserlerinden” diye yazan bir kitabe olan çeşme ile karşılaşırsınız. Bu arada hemen söyleyelim aman bu yol böyle kalsın, yolun genişlemesi bazen böyle yerleri öylesine bozuyor ki, biz sevenleri Karaburun’a yol istemiyoruz. Yolu bozuk diyenlerle de Karaburunlunun işi olmaz zaten. Karaburun öyle “uçarak” gelinecek, iki saatte keyif alınacak bir yer değildir… Diyelim ki şu sıcak yaz günlerinde çok bunaldınız. Canınız yayla serinliği çekiyor. Ne de olsa Orta Asya kökenli ataların “kışın yazıya (ovaya) yazın yaylaya” göçme geleneği var… İzmir’e en yakında yaylanın Ödemiş’in üzerindeki Gölcük olduğunu öğrenip bu doğa harikasına uzanmak istiyorsunuz. Adını bir zamanlar orada yaşamış Cenevizlilerden alan Genev’in ya da yeni ve uyduruk adıyla söylemek gerekirse Zeytinlik üzerinden Gölcük Yaylası’na çıkmak istiyorsunuz, karşınızda aniden bir anıtsal çeşme beliriveriyor… Üzerinde benzer bir yazı “Cumhuriyetin mamur eserlerinden…” Diyelim ki sonbaharın Ege’deki en güzel renklerini görmek istiyorsunuz. Size önerilebilecek birinci yer Bergama’dan Ayvalık’a Kozak Yaylası üzerinden gitmenizdir… Antik Pergamon’un duvarları yanı-başınızda sürüp giderken başlayan renk cümbüşü fıstık çamı ormanlarının başladığı yere kadar sürecektir. Havzanın bütün renklerini bir arada sunar size doğa Kozak’a giderken… Bu arada yine anıtsal bir çeşme görürsünüz, üzerinde aynı yazı, “Cumhuriyetin mamur eserlerinden…” Benzeri bir çeşme de Kemalpaşa’yı Torbalı’ya bağlayan yol kenarında yapılmış; ama yol genişletilirken sökülüp atılmış, nereye gittiği belli değil. Bunlar bizim sık gördüğümüz çeşmeler… İzmir ve çevresindeki yerleşimlerde onlarca böyle çeşme yaptırmıştı Vali Kazım Paşa... Kazım Dirik’i bu ay da anlatmaya devam ediyoruz, İzmir Eskiden’de… Baştaki sözü anımsayarak: Bir insan gerçekten ne zaman ölür, onu en son anan insan öldüğü zaman. Demek ki Kazım Paşa’mız henüz gerçekten ölmedi. Bu çeşmelerden su içip “yapana, yaptırana” hayır duası edecek insanlar yaşadığı sürece de ölmeyecek.