MARTNISAN2025
Pınar Tekeş
"Ebeveyn Etkisinin Gölgesinde: Duygusal Yaraların İyileşme Yolculuğu"
"Ebeveyn Etkisinin Gölgesinde: Duygusal Yaraların İyileşme Yolculuğu"
Anne, babalarımız bizde fark ederek ya da etmeyerek sayısız yaralar açmış olabiliyor. Aynı bizim de çocuklarımıza açtıklarımız gibi. Seyrettiğim dizideki kahraman annesine soruyor: “Benim en beğendiğin özelliklerim neler?”
Annesi cevap veriyor: “Öyle bir özelliğin yok. Tek özelliğin benim gibi harika birinin çocuğu olman.”
Ne kadar kalbi sızlatan bir cevap değil mi? Kaç yaşında olursan ol, yetiştirilme tarzın ne olursa olsun, annenden böyle bir cümleyi duymak oldukça hırpalayabiliyor. İletişim Fakültesinde ilk öğrendiğimiz şey; iletişimde senin anlattıklarının, karşıdakinin ne anladığıyla sınırlı kalabileceği bilgisiydi. Yaptığım koçluk ve danışmanlık çalışmalarında da hep bunu destekleyen sayısız örnekle karşılaştım. İsimler ve olaylar gerçek değil ama yaptığımız çalışmalardan çıkan esinlenmeler:
- Filiz, çocukluğunda sürekli olarak annesinin kendisine göre daha üstün başarılar elde ettiğini duyuyordu. Annesi, Filiz’in başarısızlıklarını sık sık dile getirmesi, Filiz için ağır bir yük haline geldi. Yıllar geçtikçe Filiz, kendi yeteneklerini sorgulamaya başladı ve sonunda kariyer seçiminde cesaretini kaybetti. Her zaman başkalarının beklentilerini karşılamak için çabaladı ama hiçbir zaman yeterli olamadığını hissetti.
- Ahmet de benzer bir duygusal yolculuktan geçti. Üniversiteye başladığında annesi ona "Senin tek avantajın benim çocuğum olmak" dediğinde, Ahmet’in içindeki özgüven tamamen sarsıldı. Ailesinin onayını kazanmak için her şeyi yapmaya çalıştı ama ne yaparsa yapsın onların gözünde yetersiz kaldığını düşündü. Bu durum onu sosyal hayattan uzaklaştırdı; arkadaşlarıyla olan ilişkileri zayıfladı ve yalnızlık duygusu yaşadı.
- Aslı ise farklı bir bakış açısına sahipti ama yine de benzer bir yarayı taşıyordu: Annesi ona sürekli olarak "Sen çok şanslısın ki benim kızım oldun" derdi ama asla başarılarının arkasında durmazdı ya da onları kutlamazdı. Zaten başarılı olması gerekiyor gibi davranırdı. Aslı bu cümlelerin altında yatıp kalkarken dışarıda başarılı görünmeye çalışıyordu; ancak içsel huzursuzluğunu kimseyle paylaşamıyordu çünkü kendisini hep annesinin gölgesinde hissediyordu. Bir gün üniversitede yaptığı bir projeden dolayı ödül kazandığında bile aklında sadece annesinin sesi vardı: “Bunu sen değil ben sağladım.” O an Aslı, kendi başarılarının değerini bilmediğini fark etti ve bunu değiştirmeye karar verdi.
- Mehmet ise babasıyla olan ilişkisinden kaynaklanan başka bir hikaye yaşıyordu: Babası ona "Benim gibi güçlü biri olamazsın," dedikten sonra Mehmet yıllarca özsaygı eksikliği yaşadı fakat bununla başa çıkmayı öğrendiği noktada hayatına yön vermeye karar verdi ve koşulsuz sevgi anlayışını geliştirdiği kendi aile ortamını yaratmaya odaklandı.
Bu kısacık örneklerle bile, ebeveynlerin sözü geçen olumsuz yorumlarının bireyin hayatında ne kadar büyük kalıcı etkilere yol açabileceğini görüyoruz. Burada fark etmemiz gereken aynı zamanda insanların bu deneyimlerden öğrenip büyüyebileceği ve gelecekteki nesillere daha sağlıklı iletişim yöntemleri aktarabileceği. Peki bunu nasıl yapacağız?
- Duyguları tanımak ve ifade etmek
Hissettiğimiz duyguları anlamalı ve ifade etmeliyiz. Kızgınlık, üzüntü veya hayal kırıklığı gibi hisleri kabul etmek önemlidir. Özellikle çocuklar için duygularını bir günlüğe yazmak veya güvendikleri bir yetişkinle paylaşmak iyi bir başlangıç olabilir.
- Destek Aramak
Kendi içinde bu tür olumsuz ifadelerle başa çıkmak aynı döngüleri sayısız yaşamakla sonuçlanabilir. Bu nedenle destek almak önemlidir. Çocuk için bu destek güvenilir bir yetişkin (anne-baba, öğretmen veya akraba) ile yaşadıklarını paylaşarak onlardan tavsiye almak olabilir. Bizler için de en uygun koç, danışman vs ile kendi süreçlerimize dışarıdan bakıp iyileştirmeler yapmak işe yarayabilir.
- Olumlu Benlik Algısı Geliştirmek
Kendi yetenek ve değerlerini fark etmeye çalışmak kazandırıcıdır. Başarıları ya da hoşlandıkları şeyler üzerinde durarak kendine olumlu mesajlar vermek pozitife odaklanma pratiği oluşturacağı için bizi negatif alandan uzaklaştırıp kendimizi tam potansiyelimizle ortaya koymayı kolaylaştıracaktır.
- Eleştirel Düşünme Becerisi Pratiği
Ebeveynlerinin söylediklerini koşulsuz kabul etmek yerine sorgulamayı öğrenmek;"Bu doğru mu?", "Bu benim değerimi yansıtıyor mu?" gibi sorularla düşünceleri eleştirel bir gözle değerlendirmek atalara ait olumsuz inanç kalıplarını kuşanmamızın önüne geçebilir.
- Özgüven Geliştirici Aktivitelere Katılmak
Hobiler edinmek, spor yapmak veya sanatsal faaliyetlere katılmak gibi etkinlikler özgüveni artırır ve bunlar sadece bize katkı değil aynı zamanda çocukların yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca bu uğraşlar duygu düzenleyicisi seratonin, ağrı kesici endorfin salgılatacağı için kendimizi iyi hissedip titreşimlerimizin de yükselmesine yardımcı olacaktır.
- Kendi Başarılarını Kucaklamak
Kendine küçük hedefler koyup bunlara ulaşmanın ardından onları kutlamak, özsaygıyı artırır ve başarı hissi verir. Yukarıdaki beyin kimyasallarının yanı sıra bir şeyi tamamlamak ödül kimyasalı dopaminin bedenimize yayılmasına olanak verir.
- Stresi Yönetmeyi Öğrenmek
Stresi yönetmek için meditasyon ya da derin nefes alma teknikleri gibi yöntemlerden yararlanmayı seçenekleriniz arasına koymak işe yarayacaktır.
Herkesin yolculuğu farklı. Önemli olan kendine en uygun seçenekleri oluşturup kendini en mutlu edecek hayatı tasarlama ve yönetme yolculuğundaki gücünü hatırlamak. Ne diyoruz hep? Fark et, dönüştür, dönüş!