TEMMUZAGUSTOS2024
Ayse Perin (Tatari)
Temmuz Ağustos Yazılarım
Aklımızda deniz ve tatil. Sıcak iklimin verdiği rehavet, ülkedeki hal ve gidişin getirdiği umutsuzluk ve mutsuzluk, birikmiş okunacak kitaplar, her ne iş yapıyorsak sonbahar planları, yazlıkta ya da tatile çıkmış isek gerçek dünyadan bir nebze kaçış...
Çeşme günlerindeyim. En sevdiğim mutlu olduğum mekanda, yazlık baba evimdeyim. Babacığımın ardıç ağacının dallarında, cırcır böcekleri kesintisiz ötüyorlar. Yeni yavrulamış kedi annelerden kurtuluş yok, yine terastaki minderlere yerleşmiş keyif yapıyorlar. Yavrularına, sarılmış yaklaşana kötü kötü bakıyor. Her yavru gibi kedi yavruları da oyuncu ve meraklılar. Şimdilik ekmek elden su gölden hayat onlara güzel, büyüdüklerinde hayat mücadelesi, oyunculuk bırakmayacak, kuyruğu ile oynayan küçük kedicik karın doyurma derdine düşecek bir yemek bulduğunda yanına gelen başka kedilerle dövüşüp yemeğini kaptırmamaya çalışacak.
Kedilerden farkımız mı var? Hikâye hep aynı, bütün canlılarda... Farkı biz okula gidiyoruz, irademiz ve ahlakımızın da olduğunu ekleyerek, hayat bu kadar basit bir şemada seyrediyor. Ben Çeşme’deki küçük dünyamı seviyorum, ara sıra bahçemden çıkıp etrafta olup bitenlerden haberdar olmak ta güzel. Sosyal medya bu konuda mükemmel, istemediğimiz kadar haber önümüze dökülüyor.
Çeşme ve Alaçatı fazlası ile popüler olan tatil beldelerimizden. Bunun bedelini, kaldıramayacağı kadar insanı ağırlayarak ödüyor. Alt yapı ve sistem yetersizliğinden ve plansız büyümeden kaynaklanan kaos içinde yaşamak herkes için yorucu... Bu şartlarda turizm de baştan kaybediliyor.
Sadece şanslı bir coğrafya yetmiyor. Ev dışına adım attığım andan itibaren yanlışlıklar silsilesi ile şaşkın üzgün ve mutsuzluk kuyusuna düşüyorum... “Tanrım Beni Baştan Yarat”, “Sil Baştan” gibi şarkıların nakaratlarını, yaşadığım kent ve kasabaya yakıştırmaya çalışıp saçma bir metafor içinde kendi kendime söyleniyorum. Konu derin ve engin... Çözüm kimde ve kimlerde? Özetle toplumun bozulan ahlakı, anahtar sözcük.
”Yanlış yapılaşma, yok olan mimari doku, kıyı kenar çizgisinde betonlaşma, korumacılık“ bütün bunlar kimin umurunda... “Vur patlasın, çal oynasın” diyerek yola devam ediyoruz. Sözüm ona lüksün peşindeyiz... Lüksün tarifinin farkında değiliz. Bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinde lüksün tarifi farklı.
Mutlu olmak için başka bir dünyamız olmalı... Ben kültür ve sanat dünyasında gezinirim. Dünya böylelikle daha yaşanılabilir bir hale gelir, bu bağlamda okuduğum kitaplardan küçük bilgileri paylaşmak isterken aklıma nedense faşizm geliverdi...
Hitler, yandaşlarına bütün Alman müzelerini tarayıp 1910 yılından sonra üretilmiş modern sanat eserlerini toplayıp kaldırmalarını emreder. Birçoğunun yanı sıra Paul Klee, Vasili Kandinski, Lyonel Feininger ve Ernst Ludwig Kirchner’in yapıtları, halkın “yoz sanata” gülmesini teşvik etmek üzere alaycı metinler eşliğinde ve kaotik biçimde duvarlara asılmak üzere müzelerden toplanır... Yeni bir savaş başlamak üzeredir; sanatçılar ne savaşmak ne de kendi ülkelerine dönmek isterler. Çoğu hep birlikte aynı yere gidip, Modernizmin ruhu ile uyumlu bir ülkeye yelken açarlar... Walter Gropius, Ludwig Mies van der Rohe, Moholy-Nagy, Josef Albers, Marcel Breuer, Lyonel Feininger, Piet Mondrian ve daha pek çok sanatçı modern sanatın merkezi olmasına katkıda bulunacakları batıya, özgür topraklara Amerika‘ya gider...
Avrupalı sürrealistler ve Dadaistler, Bauhaus, De stijl ve Rus Konstrüktivizminden göçmenlerle Amerika’da bir araya gelip ekip kurarlar. Bu sanatçılar, savaş mültecileri ve entelektüel açıdan meraklı maceracılar, Amerika’nın kendi yerli avangardına başarı ile sızarlar. Bunun sonucu da New York uluslararası modern sanatın yeni merkezi olur.
Ülkelerde huzur kalmayınca ülkeler de terk edilebiliyor. Özelliklede kültür ve sanat insanları baskıya dayanamayıp yeni arayışlara giriyorlar.
İzmir ve Çeşme ‘de konserler dolu dizgin... Uluslararası İzmir Festivali 7 Haziran-26 Temmuz 2024 tarihlerinde İzmir Agora, AASSM, Bergama Asklepion, Çeşme Kale’de 37. yılını kalite ile sürdürüyor.
Arkas Sanat, bugüne kadar sanatseverlerle buluşturduğu sergiler ve etkinliklerle “İzmir’in Sanat Rotası” olma yolunda attığı adımlara bir yenisini daha ekliyor ve beşinci sanat merkezini 13 Temmuz’da Alaçatı’da ziyarete açıyor. Arkas Sanat Alaçatı, kalıcı ve süreli sergi salonları, her disiplinden kültür-sanat etkinliklerine zemin olacak atölye alanlarıyla İzmir’de çağdaş sanat buluşmalarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Yazımı güzel haberlerle sonlandırırken herkese sağlıklı mutlu bir yaz diliyorum.