EYLULEKIM2025
İMBAT ESMİYOR
İmbatı unutma zamanı… Eskiden İzmir’in yaz akşamları başka olurdu. Gündüz sıcağının ardından denizden karaya doğru esmeye başlayan o tatlı rüzgâr, yani imbat, şehre nefes aldırırdı. Asfaltın, taş sokakların, apartmanların yaydığı kavurucu ısıyı bir anda silip süpüren bu serinlik, sadece fiziksel bir rahatlama değil; aynı zamanda İzmirli olmakla ilgili bir duygunun da parçasıydı. Ama artık İzmir'de imbat da, serin yaz akşamları da geçmişte kalmış gibi. 2025 yazı, birçokları için İzmir’in gördüğü en sıcak yazlardan biri olarak hafızalara kazınacak. Şahsen benim de… Geceleri dahi 30 derecenin altına düşmeyen sıcaklıklar, klimalara mahkûm yaşamlar ve uykusuz geçen geceler… İmbatın yerini, camdan içeri sızmaya çalışan boğucu hava aldı bu yaz… İmbat, deniz ve kara arasındaki ısı farkından kaynaklanan yerel bir rüzgâr. Gündüzleri kara daha hızlı ısındığı için, denizden gelen serin hava karaya doğru akar ve bu da İzmir gibi kıyı şehirlerinde akşam üzeri hissedilen doğal bir serinlik yaratır. Ancak iklim kriziyle birlikte hem deniz hem de kara daha fazla ısınıyor. Özellikle şehirleşme, asfalt ve beton yoğunluğu kara sıcaklığını ciddi biçimde artırıyor. Artan sıcaklık farkları ve atmosferdeki genel değişimler, bu doğal hava akımlarını bozuyor. Sonuç… İmbat, ya çok geç çıkıyor ya da hiç çıkmıyor. İklim değişikliğini genellikle kutuplardaki buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi gibi küresel ölçekte konuşuyoruz. Yazının devamında da bu ölçekte konuşmaya devam edeceğiz. Oysa onun etkilerini, çok daha kişisel düzeyde, İzmirli bir insanın “eskiden yaz akşamları üşürdük” demesiyle de görebiliriz. Kuraklık, tarımsal üretimi tehdit ederken; artan sıcaklıklar, şehirdeki yaşam kalitesini düşürüyor. Kentlerde ısı adası etkisi yoğunlaştıkça, iklim krizinin etkisi de daha yakıcı hale geliyor. İzmir’in artık yaz akşamlarını serinleten “imbat” rüzgârının etkisini hissettirmemesi, sadece fiziksel bir konforun kaybı değil; aynı zamanda yerel iklim düzeninin değiştiğine işaret eden güçlü bir belirti.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.