MAYISHAZIRAN2023
DİLEK YETKİNER
Dilek Yetkiner
Urla'ya iskan edilen Giritli mübadil bir ailenin 4. kuşak torunu Dilek Yetkiner ile yemek stilistliği, danışmanlık sonrası çıktığı lezzet yolculuğuna ilişkin keyifli bir sohbet yaptık. Okurken sizin de keyif alacağınızı umuyoruz.
Dilek Yetkiner’i tanıyalım mı önce?
Üniversiteden mezun olduktan sonra sektörün lider markalarından birinde 20 yıl Ar-Ge danışmanlığı yaptım. Eş zamanlı olarak ürün geliştirme adına yemek yapmayı öğrenmem gerektiği için aşçılık eğitimleri almaya başladım. Yine o dönemlerde yaptığım iş ile ilişkili olarak yeni ürünlerimizin ambalaj çekimlerinde de bulunuyordum. Henüz sosyal medyanın hayatımızda olmadığı bu dönemlerde, yemek stilistliği adına mesleğin duayenleri ile çalışma şansı yakaladım.
Sonra ne oldu da yön değiştirdiniz ve yemek yolculuğunuza çıktınız?
Yeni ürünler geliştirmek, reçeteler hazırlamak işimin bir parçasıydı ama mutfağa da girmek istiyordum. Bu dönemde yolum, Alaçatı’ya büyük emekleri olan çok kıymetli Zeynep Öziş ile kesişti ve mutfak yolcuğum da böyle başladı.
Hafta içi fabrikada Ar-Ge yapıyor, hafta sonları soluğu Alaçatı’da mutfakta alıyordum. Birçok restoranın ve otelin menüsüne "Ege Mutfağı" dokunuşları yapmaya başladım. Aynı zamanda yemek stilistliğini de sürdürdüm. Sosyal medya hayatımıza girince daha çok yemek fotoğrafı çekmeye ve profilimde kendi tariflerimi paylaşmaya başladım. Birçok yemek dergisine, Ege ve mübadil mutfağı üzerine çalışmalar yapmaya devam ediyorum.
Biraz Giritli ailenizi ve anneanneniz Sıdıka Hanımı anlatır mısınız?
1923 yılının sonlarına doğru Mübadele göçü ile Girit Kandiya’dan İzmir’e, oradan da Urla’ya göç eden Çipli ailesinin 4. kuşak torunuyum. Girit’ten göç etmek zorunda kalan annemin dedesini 1. Kuşak olarak düşünürsek ben 4. kuşak oluyorum.
Rahmetli anneannem, çocuk yaşlarındaki bu göçü anlatırken gözleri dolar, "Bizi önce misafirhanelere aldılar, üzerimize yeni esvaplar giydirdiler" derdi. Dedemin babasına şu anda Kekliktepe olarak bildiğimiz alanda, tarım yapmaları için verilen arazide geçti bütün çocukluğumuz…
Anneannem Sıdıka Hanım ve dedem Hasan Bey, 1942 yılının ağustos ayında Urla’da evlenmişler. Urla köprü başında, bugün hala berber dükkanı olarak hizmet veren küçük dükkanda berberlik yapan dedem ve ailesine, adada bıraktıkları toprakları karşılığında bu sokaktaki bir Rum evi verilmiş..
Dedemin babası arazisini beş çocuğuna pay edince o arazilere bağlar dikmişler. Aynı zamanda tütün ekmeye başlamışlar.