OCAKSUBAT2025
SARIKIŞLA GERİ GELSE NE GÜZEL OLUR
Sarıkışla geri gelse ne güzel olur Geçtiğimiz günlerde bir Kemeraltı turu sonrasında, kentin muhteşem simgesi Saat Kulesi’nin bulunduğu meydandaki banklardan birine oturmuş dinlenirken Hükümet Konağı’na, muhteşem Yalı Camisi’ne bakarken gözüm yıkılan belediye binası ve Emniyet Müdürlüğü binasının molozlarına takıldı. Bu meydana nasıl bir bina yakışır diye düşünmeye başladım. Ve benim doğduğum yıl yıkılan o güzelim Sarıkışla binası düştü aklıma. Hepimizin özlediği o eski İzmir esintilerinin esiri olarak Belediye ve Emniyetin molozlarını süpürerek yerlerine Hükümet Konağı ile bütünleşecek iki tarihi bina kondurdum. Gelin şimdi bu hayalin keyfini birlikte sürelim. Belki birilerinin aklına da yatar ve keyfimize onlarda katılır. Avrupa’nın birçok tarihi kentinde belediye binaları avlulu eski yapılar… Çevrelerinde heykeller, muhteşem çeşmeler, müzeler, sanat galerileri, restoranlar ve kafeler var. Cıvıl cıvıl canlı alanlar… Avlusu Saat Kulesi yönüne açılan, 3 katlı “U” şeklinde bir bina… Avlunun sonunda şuandaki kaidesine nazaran çok daha estetik bir kaide üzerinde Hasan Tahsin’in “İlk Kurşun Anıtı” yerleşmiş. Hatta anıt, insanların kenarlarına oturabileceği bir tarihi çeşmenin ortasında da olabilir. U’nun ayaklarının dışa bakan yönleri kemerli sütunlu bir yaya koridoru. Burada bazı dükkanlar ile belediyenin halkın kolay ulaşabileceği bazı birimleri var, örneğin “Halkın Bakkalı”, “İzmirim Kart” benzeri birimler… İç avluda ise birkaç restoran ve kafe bulunuyor. Bunları belediye işletirse kentin misafirlerine harika hizmet sunulmuş olur. Avluda sergiler açılabilir. Geçici stantlarda sivil toplum kuruluşlarının üretmiş olduğu ürünler satılabilir. Bu örnekleri bütün Avrupa kentlerinde görüyoruz. Emniyet Müdürlüğü binasının da avlusu Hükümet Konağı bahçesine bakacak benzer şekilde inşa edildiğinde Tarihi Kemeraltı Çarşısı daha da değerli hale gelecek ve yeni İnşa edilen İktisat Kongresi binası ile bütünleşecektir. Hayalimizi biraz daha ileri götürürsek; meydandaki iki kamu binası daha yıkılıp yerlerine benzer binalar yapıldığında kentin turistik kimliği öne çıkacak, bu binalar ile birlikte Vakıfbank, Garanti Bankası ve Kardiçalı Hanı binaları da bu görüntüyü tamamlayacaktır. Hani şimdi bu hayalin adı; “Koruyamadık, yenisini yaptık” olabilir. Şimdilik hayal ama neden gerçek olmasın? Sarı kışla neden geri gelmesin?
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.