EYLULEKIM2024
CUMHURİYET'İN HEMEN ÖNCESİ VE HEMEN SONRASI
Cumhuriyet’in hemen öncesi ve Cumhuriyet’ten hemen sonrası...
eğitim hayatımız boyunca bize verilmiş tüm tarih bilgilerine biraz mesafeli dursak ve merakla kendi tarihimizi, karşılaştırmalı kaynaklardan okusak, idealize edilmiş anlatılardan kopsak, dünyanın son büyük imparatorluklarından birinin devamı olduğumuzu, büyük mücadeleler, bazen de büyük hatalar yapsak da 20. asrın ulus devletlerinden birini kurduğumuzu, orada kimi zaman olumlu gelişmeleriyle, kimi zaman darbeleriyle, kimi zaman dünyayla entegre olurken kimi zaman içimize kapandığımız dönemleri yaşadığımızı ilk elden görür müyüz acaba? Tarih yaşanıp rafa kalkan bir şey değil aslında, bizimle birlikte devam eden, kabul etsek de etmesek de etkilerini yaşamaya devam ettiğimiz bir olgu. O yüzden ne idealize edilmiş Osmanlı tarihi anlatısı ne de idealize edilmiş Cumhuriyet okuması kafamızdaki sorulara cevap oluyor.
Gazeteci İsmail Küçükkaya “Birbirinden yalıtılmış, birbirinden koparılmış ya da birbirini itham eden tarihsel redlerin yarattığı bilinç kaybı maalesef yabancılaşmamızı daha da ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor” diyor.
Sakince düşünüldüğünde Cumhuriyet de Osmanlı da bizimdir. Yıkılan imparatorluğun ardından kurulan yeni devlete ilk kez “Türkiye” dedik. Prof. Dr. İlber Ortaylı da “Şüphesiz Cumhuriyet, 20. Asrın çağdaşlaşma ve refah idealiyle kurulmuş, ‘ulus devlet’ olarak Türk devlet geleneğinin devamıdır. Osmanlı’yı cihan imparatorluğuna taşıyan ve modern cumhuriyeti kuran öz aslında aynıdır” der. Devletin ilk gününden itibaren çözmeye çalıştığı Kürt sorunu, irtica meselesi, eğitim meselesi ve daha birçok meselesi de bu mirasın içindedir.