MART2022
Prof. Dr. Levent Kırılmaz
Karma Yasası
KARMA YASASI
Karma yasası, bizim kendi eylemlerimizin bütününden sorumlu olmamızı ve sonuçlarını kabul etmemizi sağlayan evrensel yasadır. Daha başka türlü ifade edersek, her eylemimiz kusursuz bir ayna ile bize geri yansır. “İyilik eden iyilik bulur” ya da “rüzgâr eken fırtına biçer” gibi atasözlerinden de anlayabileceğimiz gibi karma felsefesinin aslında bizim kültürümüzde de yeri vardır. İyi düşünmek, iyi yaşamak ve iyi olmak, karmanın olmazsa olmazlarındadır.
Karma yasasına göre “ne verirseniz onu alırsınız”. Evrene gönderdiğiniz iyi ve kötü düşünceler herhangi bir zamanda yaşamınıza girecektir. Evren hiç beklemediğiniz anda bunları karşınıza çıkarır. Karmayı bilmeyen insanlar iyi ya da kötü olan bu durumları kader ya da şans olarak adlandırır. Budist felsefeye göre ise karma ve şansın birbiriyle hiçbir ilgisi yoktur.
Ailenizi karmanız belirler. Enkarne olmadan önce ailenizi, hayatınızda karşılaşacağınız zorlukları ve görevinizi seçersiniz. Bir aileye dahil olmanız, geçmiş yaşamlarınızdan birinde hissettiğiniz duyguların ya da yaşadığınız durumların sonucu olabilir. Sorunları çözmek konusunda bir şans daha istediğiniz için bu yaşamınızda o ailede olmayı yüksek benliğiniz ile seçmişsinizdir. Aileniz, ruhunuzun öğrenmeye ihtiyaç duyduğu dersleri almanızı sağlar. Ailenizin üyeleri ile aranızda yakın sıcak sevgi dolu bir ilişki olması, başka bir yaşamda onlarla aranızda bir sevgi bağı olduğunun habercisidir. Bu yaşamda sizi desteklemeleri ve sağlam bir sevgi kaynağı işlevi görmeleri için onları seçmişsinizdir. Sağlığınız da, karmanızın eseridir. Bedeninizi ve genetik yapınızı kendiniz belirlersiniz. Ruhunuzun gelişimi için hastalığa meyilli genetik yapıya sahip bir aile seçtiyseniz, bu durumun karşınıza çıkaracağı zorluklar karmanız haline gelir. Son derece sağlıklı, güçlü ve zinde bir bedene sahip olmanızı sağlayacak bir aile de seçmiş olabilirsiniz. O zaman karmanız budur.
Genel karma yasası, kesindir ve mutlaktır. Evrendeki her şey için uygulanabilir. Özel karma ise bireylerin kendi eylemleri sonucunda ortaya çıkan bireysel sonucu ifade etmektedir. Yani bireyin şu anda yaşadığı her şey, geçmişte yaptıklarının bir ürünüdür ve herkes kendi düşüncelerinden doğan eylemlerden sorumludur, sonuçlarından kaçamaz. Başkalarını severek karmik ilişkilerin şifa bulmasını sağlarız. Biriyle aranızda sorun varsa onun iyiliğini isteyin, karmanızın şifa bulmasını sağlar. Öğrenmeniz gereken dersi öğreninceye kadar karmanın yükünü sırtınızda taşırsınız. Farkındalığınız ve sevginize başvurarak kendinizi özgür bırakabilirsiniz.
Karma, yaşamdan yaşama aktarılır. Bir sonraki yaşamımıza dek eylemlerimizin sonuçlarıyla karşılaşmamamız olasıdır. Bu durum birçok insanın “etki ve tepki” yasasını unutmasına yol açmıştır. Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda ve herhangi bir şekilde yaptığınız her eylem bir gün mutlaka size döner. Karma yasası, “sebep ve sonuç” yasası olup bir ceza değildir. Karma yasası, hayatımızın her anının, bir dizi etkiye ve sonuca neden olduğunu belirtir. Nihayetinde başımıza gelenlerden tamamen biz sorumluyuz. Karma, hayatımızdaki her eylemin, düşüncenin sonucudur. Bunlar, dünyamızı şekillendiren olumlu-olumsuz eylemlerimizle bağlantılı etkilerdir.
Karma anlatılırken bitki biliminin yasaları ile örnek verilir. Elma tohumu ekersek elma, gül ekersek gül ağacımız olur. Bunların oluşması için aynı zamanda uygun şartların (ışık, toprak, su) da sağlanmış olması gerekir. Karma yasası, bu hayatta deneyimlediğimiz iyi ya da kötü her şeyin, geçmiş yaşamlarda ya da bu yaşamda yaptığımız şeylerin birer sonucudur. Başımıza gelen her şey karma yasasının sonucudur. Bunlar iyi şeyler olduğu gibi, bize acı veren şeyler de olabilir. Her tohumun kendi cinsinden meyve vermesi kaçınılmazdır ve düşünce de kaderin tohumudur. Bazı insanların başına kötü şeyler geldiğinde onları “şanssız”, iyi şeyler geldiğinde ise “şanslı” olarak tanımlarız. Oysa karma yasasına göre: “herkes, ektiğini biçer.” Üstelik ekilen iyi ve kötü küçük tohumlar, aynı bir tohumun kocaman bir ağaca dönüşmesi gibi, kendisinden büyük sonuçlar da doğurabilir.
Karma yasası, sizi cezalandırmak ya da dengelemek için tasarlanmış bir yasa değildir. Pek çok insan, geçmiş yaşamında servetini kötüye kullandıysa, bu yaşamda yoksul olacağını, ya da geçmiş yaşamında birini öldürdüyse bu yaşamda bunun cezasını çekeceğini düşünür. Bu, eğer fikrinizi değiştirmediyseniz doğrudur. Evren düşünceden kaynaklanır ve düşünce her eylemden önce gelir. Yani size karma olarak gelen şey, eylem değil, o eylemin ardındaki inanç veya düşüncedir. Karma yasası, özünde çekim yasasıdır. Dünyaları yaratan şey eyleminiz değil, düşüncelerinizdir. Geçmiş yaşamda her ne eylemde bulunmuş ya da her ne suç işlemiş olursanız olun, önemli olan şimdi doğru olarak kabul ettiğiniz inançlarınızdır. İnançlarınızı değiştirirseniz karmanızı da değiştirebilirsiniz.
Tibet Budizm’inde iyi karma yaratan eylemler şu şekilde ifade edilir:
- Tüm canlıların yaşam hakkına saygı duymak,
- Bize sunulmayanı almamak ve mümkünse bizde olanı paylaşmak,
- Doğruyu söylemek,
- Birleştirici ve barışçıl olmak,
- Yaralayıcı, alaycı, kırıcı değil, yapıcı ve nezaketle konuşmak,
- Sahip olunanlar için minnet duymak,
- İyilik ve şefkat barındıran düşüncelere sahip olmak, iyi niyetli olmak,
- Yaşamın doğasını anlamak, yaşamın yasalarını idrak etmektir.
Bir kişinin doğanın dengesini bozması halinde yaptığının tamamen aynı şiddetiyle kendisine geri döneceğini de anlaması gerekir. Bir insanın kendini bulduğu yer ve ortam, önceki yaşamında kendini bu duruma getirecek şekilde hareket etmesiyle ilgilidir. Bu önemli husus asla unutulmamalıdır. Bir kişi önceki yaşamının detaylarını hafızasında beraberinde getirmemesine karşın, ruhu o yaşamda geliştirdiği nitelikleri içinde taşır.
Yeniden doğuş (reenkarnasyon) döngüsünü sadece kötü eylemlerde bulunup, kötülük düşünenler değil; aynı zamanda iyilik yapıp, iyi niyetli olanlar da yaşayacaklardır. Son amacımız yeni karmalar yaratmadan yaşayabilmek olmalıdır.